İçeriğe geç

Piaget neden eleştirildi ?

Piaget Neden Eleştirildi?

Bir yaz günüydü, güneş parlak, hava sıcak ama yüreğimde soğuk bir kaygı vardı. Bir öğretmen olarak sınıfımda yeni bir konu işliyordum ve öğrencilerim, Piaget’in bilişsel gelişim teorisinin temellerini anlamaya çalışıyorlardı. Ama bir şey eksikti. Herkes anlamış gibi görünüyor ama içimde bir his vardı, sanki hep bir adım geride kalıyorduk. O an, Piaget’in teorilerinin aslında sadece matematiksel bir düşünce olmadığını fark ettim, duygusal yönünü ve eleştirilerini göz önünde bulundurmalıyım.

Piaget, çocuk gelişimi alanında devrim yapmış bir isimdi. Ancak birçoğumuz, ondan daha fazla şey öğrenmek istesek de, tüm teorilerin ve önerilerin kusursuz olmadığını unuturuz. Onun bilişsel gelişim teorileri, hem kabul gördü hem de eleştirildi. Ve işte tam burada devreye giriyor hikâyemiz…

“Bir Çocuk Gibi Düşün” – Erhan ve Aylin’in Hikâyesi

Erhan ve Aylin, birbirlerinden çok farklı iki insandı. Erhan, her şeyin bir çözümü olduğuna inanan, stratejik ve mantıklı bir adamdı. Her sorunun çözümü için adımlarını net bir şekilde planlar, verileri analiz ederdi. Aylin ise her zaman empatiyle yaklaşan, insan ilişkilerine değer veren, olayları duygusal açıdan kavramaya çalışan bir kadındı. İkisi, Piaget’in teorilerini tartışırken yolları kesişti.

Bir sabah, Aylin sınıfta çocukların oyunlarını gözlemlerken, Piaget’in çocukların dünyayı nasıl yapılandırdığına dair önerilerini düşündü. Piaget, çocukların evreler halinde geliştiğini, her çocuğun bilişsel olarak bir aşamadan diğerine geçiş yaptığını söylüyordu. Ama Aylin, çocukların her zaman aynı hızda gelişmediğini düşündü. Her çocuğun kendi hızında ilerlediğini ve çevrenin bu gelişimi şekillendirebileceğini fark etti. “Piaget her çocuğu aynı kalıplara yerleştiremez,” diye düşündü, “Her birinin deneyimi farklıdır.”

Erhan ise, Aylin’in bakış açısına karşı çıktı. “Piaget’in teorileri çok güçlü,” dedi. “Çocuklar, belirli aşamalardan geçerek dünyayı anlarlar. Bu evrelerin sırasına karşı çıkmak, bilimsel bir bakış açısına ters düşer.” O, Piaget’in çocukların bilişsel gelişiminde kesinlikle doğru olduğuna inanıyordu. Mantıklıydı, fakat Aylin’in duygusal yaklaşımı, Erhan’ı zorlamıştı. “Peki, ya her çocuk farklı bir hızda gelişiyorsa?” diye sordu Aylin. “Birçok etkenin çocuğun öğrenmesini etkileyebileceğini unutmamalıyız.”

İşte o an, Piaget’in teorileri ve eleştirileri arasındaki çatışma açıkça gözler önüne serildi.

Piaget’in Eleştirileri: Eylem ve Empati Arasında

Piaget, bilişsel gelişim teorisinde çocukların gelişim evrelerini belirlemişti. Ancak eleştirmenler, bu evrelerin evrensel olmadığını ve her çocuk için aynı hızda geçerli olamayacağını savundular. Aylin, bu görüşü savunarak Piaget’in evreleri hakkında şunları söyledi: “Çocuklar bazen bulunduğu çevreden çok fazla etkilenir. Eğer sosyal ortamda fark yaratacak bir etki yoksa, bilişsel gelişim de sınırlı kalır.”

Erhan ise teoriyi savunmaya devam etti: “Piaget’in temel varsayımları, bilimsel araştırmalarla destekleniyor. Çocukların bu evrelerden geçmesi doğaldır. Bunu anlayabilmemiz için teoriyi anlamamız gerek.” Ancak Aylin, bu bakış açısının bazen duygusal yönleri göz ardı ettiğini düşündü. “Piaget çocukların yalnızca mantıklı evrelerden geçtiğini savunsa da, gerçek dünyada çocuklar çevrelerinden, ailelerinden, duygusal deneyimlerinden etkileniyorlar. Her çocuk farklı bir hızda büyür.”

İşte burada, Piaget’in teorileri ve eleştirileri arasındaki fark ortaya çıkmıştı. Erhan çözüm odaklı yaklaşırken, Aylin empatik bakış açısını savunuyordu. İki farklı bakış açısı, Piaget’in teorilerine olan yaklaşımda büyük bir fark yaratıyordu.

Piaget’in Eleştirileri: Evrensellik ve Kültürün Rolü

Piaget’in teorisinin en büyük eleştirilerinden biri, evrensel olduğu varsayımını yapmasıydı. Yani, çocuklar her kültürde aynı şekilde gelişirler. Ancak günümüzde yapılan araştırmalar, kültürel faktörlerin çocukların bilişsel gelişimini farklı şekillerde etkileyebileceğini gösteriyor. Aylin, bu durumu “Bir çocuğun gelişimi, sadece yaşadığı çevreyle şekillenir. Kültür, aile, sosyal sınıf gibi etkenler, çocukların dünyayı nasıl algıladığını belirler,” diyerek açıklıyordu.

Erhan, bu noktada Piaget’in evrensel evrelerinden vazgeçmek istemedi. Ona göre, teoriler yine de çocukların genel gelişim aşamalarını anlamamıza yardımcı oluyordu. Ama Aylin’in bakış açısı onu derinden etkileyerek, Piaget’in evrensel geçerliliği konusunda şüpheler uyandırdı.

Sonuç: Farklı Yaklaşımlar, Ortak Hedef

Piaget’in teorileri, birçok eğitimci tarafından kabul edilse de, eleştirileri de bir o kadar fazladır. Çocukların gelişimi konusunda evrensel bir yaklaşım mı, yoksa daha esnek ve kişisel bir yaklaşım mı gereklidir? Erhan’ın mantıklı yaklaşımı ve Aylin’in empatik bakış açısı, bu soruya farklı cevaplar getiriyor.

Bazen, bilimsel teorilerin ötesinde, duygular ve çevresel faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuklar, yalnızca evrelerden geçmezler; onları anlamak, duygusal ve sosyal bağlarını da göz önünde bulundurmakla mümkündür.

Peki ya siz? Piaget’in teorileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Evrensel gelişim evrelerine mi inanıyorsunuz, yoksa Aylin gibi, kültürel ve duygusal faktörlerin önemine mi daha çok katılıyorsunuz? Yorumlarınızı bizimle paylaşın, birlikte tartışalım!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbet yeni girişbetexper.xyzsplash