İçeriğe geç

Setif katliamı nerede oldu ?

Setif Katliamı Nerede Oldu? Haritaların Susturduğu Vicdan, Hafızanın Yıktığı Sınırlar

Açık konuşacağım: “Setif katliamı nerede oldu?” diye sormak, yalnızca bir coğrafya sorusu değildir; kolonyal şiddetin nasıl görünmez kılındığını, nasıl tartıştırılmadan geçtiğini de ifşa eder. Bu yazı, ezberlenmiş cümleleri değil, kanıtların gösterdiği çıplak koordinatları ve bu koordinatların üzerindeki hayatları konuşmaya çağırıyor.

Katliam, 8 Mayıs 1945’te Cezayir’in doğusunda yer alan Sétif kentinde başladı; kısa sürede Guelma ve Kherrata başta olmak üzere Constantinois bölgesine yayıldı. Bugün tartışma, ‘nerede’ sorusundan çok, bu hattın üzerinde yaşanan şiddetin kapsamı ve niteliği üzerinedir. ([Le Monde.fr][1])

Haritadaki Noktalar: Sétif, Guelma, Kherrata

Sétif’te Nazi Almanyası’nın yenilgisini kutlamak için toplanan kalabalık, bağımsızlık taleplerini duyurduğunda polis müdahalesiyle tansiyon yükseldi; ardından şiddet dalgası Sétif kırsalına ve doğudaki Guelma ile dağlık Kherrata hattına yayıldı. Coğrafya net: Hadise tek bir şehirde kapanmadı; Constantinois’in damarlarına dağıldı. Bu nedenle literatürde “Sétif, Guelma ve Kherrata Katliamları” ifadesi sıkça kullanılır. :contentReference[oaicite:1]{index=1}

“Nerede?”yi Aşan Soru: “Ne Oldu?”

Kıvılcım Sétif’te çaktı: gösteriye müdahale, paniği ve linçleri tetikledi; ardından haftalar süren ağır bir misilleme başladı. Sivil yerleşimler hedef alındı; kıyıdan dağlara uzanan geniş bir yay üzerinde toplu infazlar, gözaltılar, köy yakmaları ve “cezalandırma” operasyonları raporlandı. Olayların çıktığı günün, Avrupa’da zafer kutlamalarının sürdüğü 8 Mayıs 1945 olması ise ahlaki çelişkiyi koyulaştırdı. :contentReference[oaicite:2]{index=2}

Rakamların Siyaseti: Kaç Kişi Öldürüldü?

Resmî Fransız raporları düşük sayılar verirken (binler mertebesi), tarihçilerin tahminleri birkaç binden on binler düzeyine kadar açılır; Cezayir tarafındaki anma ve hafıza geleneğinde ise rakam daha da büyüktür. Uzlaşılan tek yer, şiddetin sivil nüfus merkezli ve yaygın olduğudur. Bu dalgalı aralıklar, devlet arşivciliği ile tanıklıkların çatışma eksenini de gösterir. “Nerede?” sorusunun ötesine geçmek için “kime, nasıl ve ne ölçekte?” diye sormak zorundayız. :contentReference[oaicite:3]{index=3}

Zayıf Halkalar ve Kör Noktalar

Tartışmanın zayıf halkası, olayları yalnızca “isyan bastırma” parantezine sıkıştıran bakıştır. Bu çerçeve, Sétif’te açılan ateşin, Guelma’da haftalarca süren paramiliter ve resmî şiddete nasıl dönüştüğünü yeterince açıklamaz. Yine de eleştirel tarihçilik, ilk gün Avrupa yerleşimcilere yönelik linçleri de görmezden gelmez; fakat şunun altını çizer: Devletin ve milislerin koordineli ve uzun soluklu tepkisi, şiddetin ölçeğini ve yönünü belirlemiştir. :contentReference[oaicite:4]{index=4}

Hafıza Coğrafyası: Mekânlar Konuşuyor

Bugün Setif’in merkezinden Kherrata’nın vadilerine, Guelma’nın Héliopolis’ine uzanan hat, yalnız akademik bir dipnot değildir; anmalar, mezarlıklar ve yerel anlatılar, şiddetin mekânsal izlerini diri tutar. Sekseninci yılda yapılan törenler, “nerede” sorusunun haritada bir işaret kadar basit olmadığını, kolektif hafızanın bizzat bir coğrafya kurduğunu hatırlattı. :contentReference[oaicite:5]{index=5}

Provokatif Sorular: Neyi Tanıyıp Neyi Unutuyoruz?

— Bir katliamı “coğrafya” ile sınırlamak, failin niyeti ve yöntemini görünmez kılmanın en etkili yolu olabilir mi?

— Rakam tartışmaları, adalet talebini erteleyen bir siyasal mühendisliğe mi dönüşüyor?

— Sétif’ten Guelma’ya uzanan çizgi olmasaydı, hafızada bu derece güçlü bir dönüşüm gerçekleşir miydi?

— 8 Mayıs’ın Avrupa’daki zafer anlamı, Cezayir’deki yasın üstünü örten küresel bir perde değil mi?

Sömürge Mantığının Anatomisi

Arşivler gösteriyor ki Constantinois’teki yayılma tesadüf değildi: yerleşimci milislerin teşkili, “kamu güvenliği” adıyla yürütülen yargısız infazlar, toplu gömüler… Bu koordinatların üstüne serilen güvenlik söylemi, modern hukuk dilinin kabuğunun altında işleyen çıplak güç gerçeğini açığa çıkarıyor. “Nerede oldu?”yu yanıtlamak, “nasıl mümkün oldu?”yu sormayı gerektirir. :contentReference[oaicite:6]{index=6}

Bugüne Bakan Yüz: Tanıma, Özür ve Adalet

Seksen yıl sonra bile anma törenleri ve diplomatik tartışmalar sürüyor. Resmî tanıma ve özür konusundaki salınım, kolonyal geçmişle yüzleşmenin Avrupa siyasetinde hâlâ hassas bir fay hattı olduğunu gösteriyor. Hafızanın diri kalması, yalnız kayıp yakınlarının değil, bugünün yurttaşlarının da adalet talebidir. “Nerede?”yi bilenler, “bir daha asla”yı nerede ve nasıl kuracaklarını da bilir. :contentReference[oaicite:7]{index=7}

Son Söz: Koordinatlar Yeter mi?

Evet, Setif katliamı Sétif’te başladı, Guelma ve Kherrata’ya yayıldı; Constantinois’in şehirlerinden vadilerine uzanan bir şiddet coğrafyası kurdu. Ama koordinatlar yetmez. Bir harita, adaletin adresini vermez; sadece aramanın nereye bakılacağını hatırlatır. Soruyu yeniden soralım: “Nerede oldu?”yu ezberlemek mi, yoksa “nasıl oldu da oldu?”yu anlamak mı bizi daha dürüst bir tarihe yaklaştırır? :contentReference[oaicite:8]{index=8}

::contentReference[oaicite:9]{index=9}

[1]: https://www.lemonde.fr/afrique/article/2025/05/12/en-algerie-la-memoire-intacte-des-massacres-commis-par-l-armee-coloniale-francaise-en-1945_6605462_3212.html?utm_source=chatgpt.com “En Algérie, la mémoire « intacte » des massacres commis par l’armée coloniale française en 1945”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbet yeni girişbetexper.xyzsplash